Nasrettin Hoca bir gün pazarda bir kuşun pahalı bir fiyatla satıldığını görmüş. Sormuş: – Bu kuş niye bu kadar pahalı? – Hocam, demişler, o kuş papağan, konuşur, ondan pahalı… Hoca bir koşu eve gitmiş. Kucağında kocaman bir hindi ile pazara gelmiş. Papağandan daha yüksek bir fiyata satılığa çıkarmış. Alıcılar itiraz etmiş. Hoca: – Ama demin o kuşun bunca pahaya satılığa çıkarılmasına itiraz etmiyordunuz, deyince, etraftakiler: – Aman hocam, o papağandı, o konuşur, dediklerinde, Hoca cevabı yapıştırmış: – Bu da hindi, demiş, düşünür. Hoca, burada insanoğlunun muhteşem bir gerçekliğini dile getiriyor: konuşma ve düşünme ve bu dolayımda susma… Eğer papağanın konuşmasını konuşma sayarsak hindinin susmasını da düşünme kabul etmemiz gerekir. Konuşma, içeriğinde bir fikir varsa konuşma sayılır, yoksa boş bir gevelemedir. Düşünme, bir konuya yönelmişse, başka söyleyişle yöneldiği nesneden bir fikrin imaline yol açıyorsa düşünme sayılır. Susma da, bir anlamı dile getiriyorsa susmadır. Yoksa hindinin susmasından veya hindinin gulu gulusundan farkı ne? Konuşma bir fikri içkinse konuşmadır; değilse papağanın ses çıkarmasından ibarettir.
Alıntıdır
(Yazının tamamıiçin:
http://www.yenisafak.com/yazarlar/rasimozdenoren/konusmak-susmak-ve-akil-2040141)
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.